27 Nisan 2009 Pazartesi

Mischa ve Saçları

Bende saçlarımda değişiklik yapmak istiyorum, nasıl yapayım? Ne renk olsun diye nette dolanırken Mischa'nın da saçlarındaki değişiklik dikkatimi çekti. Ben beğenmedim sizce nasıl olmuş?

20 Nisan 2009 Pazartesi

İyiki Doğmuşum :)



Bir 20 Nisan daha geldi çattı. Güzel bir Nisan günü gelmeye karar vermişim 1980de, annemle babamın evlilik yıldönümlerinde. Şahane bir bahar günü yağmurların sel götürdüğü, şimşeklerin çaktığı bir güne dönüşmüş ben doğarken, o yüzden bir süre acaba Yağmur'mu koysak diye düşünmüş ailem ismimi.

Geriye dönüp geçen 29 yıla baktığımda güzel bir çocukluk geçirdiğimi söyleyebilirim, bisiklete de bindim, misket de oynadım. Sokakta oynamının keyfini sonundan yakalayan nesil olarak şanslıydım. Ailem mutlu bir çocuk olmam için ellerinden geleni yaptılar. İlkokul dönemim pekte iyi geçmiş sayılmaz mutlu bir öğrenci olmadım hiç ama ortaokul, lise ve üniversite de yıldızım parladı.

99 depremiyle birlikte yepyeni bir hayat kurmak için Adapazarı'ndan İstanbul'a gelmeye hazırlandığımız dönemde, İstanbul'da bir okul kazanmanın mutluluğunu da yaşadım. Evet artık çocukluğumdan beri yaşamanın hayalini kurduğum İstanbul artık benim de evimdi. Her ne kadar kaybettiklerimizin acısını geri de bırakamasakta güzel başladı İstanbul maceram, okurken çalışmaya başladığım şirkette 4 yıla yakın değişik değişik pozisyonlarda çalıştım, pekte güzel geçen bir iş hayatı sayılmazdı ama ben biliyordum başlangıçlar hep sancılı olurdu ve bu benim kariyerimde ilkti, burda tutunmayı beceremezsem ailemin yanına dönmem ve hiçte istemediğim Adapazarı hayatını yaşamaya başlamam anlamına geliyordu ki İstanbul'da yaşadığım zorluklara rağmen, Adapazarı'na dönme ihtimali benim İstanbul'a bağlanmamın en güçlü motivasyonuydu, çocukluğumdan beri hayalini kurduğumu bu şehirden ilk zorlanmamda vazgeçemezdim. Aslında yapmak istediğim mesleğin o zamanlar yaptığım işler olmadığına karar vermek için uzun bir dönemdi ama sonunda kararımı vermiştim ve işimi değiştirecektim ama ne yapabilirdim? Mesleğimden uzak değişik maceralara atılmaya karar verdim yaklaşık 2 yıllık bir süreç hüsran ile bitti, gerçekten yorulduğumu ve pes ettiğimi düşünmeye başladığım bir dönemde şu anda çalıştığım şirket ile yollarımız birleşti 4 yıla yaklaştık birlikte.

Nerdeyse 5 yıla yakın çektiğim o sıkıntı yerine zevkli bir çalışma dönemine bıraktı, yeni işle birlikte nerdeyse aynı zamanlarda bundan sonra hayatımı yaşayacağım, yol arkadaşımla da tanıştım, hayatımdaki tüm olumsuzluklar yerlerini güzel şeylere bırakmaya başlamıştı. Tanıştıktan yaklaşık 2,5 yıl sonra evlenmeye karar verdik ve yaklaşık 9 ay önce hayatımızı tamamen birleştirdik, 2008in 26 Temmuz'un da çok sıcak ama yağmurlu bir yaz gününde evlendik. Eksik olan yarım da tamamlanmıştı artık, şimdi el ele verip hem kendimize hem de olması muhtemel çocuklarımıza iyi bir hayat yaşatmak için mücadelemize başladık. Mutluluğu, mutsuzluğu, hüznü, neşeyi... Hayata dair herşeyi en sevdiğinle paylaşmanın huzurunu, mutluluğunu yaşıyoruz bu günlerde birlikte.

Geçen 29 yılın kısa bir özeti. Geriye baktığımda iyiki doğmuşum demek için çokça debebim var. Sevdiklerimin yüzüne zaman zaman söylemeyi atladığım şeyleri burdan yazmak istedim önce.

İyiki doğmuşum ve sizlerin kızı olmuşum canım annem babam, İyiki doğmuşum yoksa gerçek bir kız kardeş sevgisi ne demek hiç bilmeyecektim canım kardeşim, İyiki doğmuşum da anneanne, büyükbaba, dede, babaanne ne demek sizinle öğrenmişim canım büyüklerim, İyiki doğmuşum teyze, hala, amca, dayı, yenge tüm akrabalık duygularımı sizinle yaşamışım en güzelinden, iyiki doğmuşum hayatımdaki sevgili dostlarımı, iş arkadaşlarımı, patronlarımı tanımışım ve iyiki doğmuşum canım eşim sevgili hayat arkadaşım, iyiki doğmuşum da seni tanımışım, seninle birlikte bir ailem bir annem, bir babam daha olmuş ve bunun mutluluğunu hep birlikte yaşıyoruz, iyiki doğmuşum evet iyiki doğmuşum... :)

15 Nisan 2009 Çarşamba

Paris'te Twitterlandı.

Son zamanların gözde sosyal mecralarından twitterla ilgili her gün değişik değişik haberleri okuyor, öğreniyoruz. Bilmeyenler için twitter aslında hayatın altyazısı gibi bişey, bir nevi facebooktaki kişisel ileti bölümü gibi, arkadaşlarınızın o an nerde ne yaptıklarını takip edebildiğiniz, İsterseniz kendinizle ilgili de o an ne yaptığınız nerde olduğunuz ya d aherhangi bir konuyla ilgili çok uzun olmayan bir kaç cümlelik girişleri yapabildiğiniz mini blog sitesi tadında yepyeni bir mecra.

Paris Hilton'da twitter üyelerinden biri. Erkek arkadaşıyla Amstardamda yemek yiyen sevgili Paris bakın twitterına neler yazmış.

“Hey Everyone! Greetings from Europe, just checking in. On a romantic trip with my boyfriend, its [sic] so beautiful her [sic]. We fly to London tomorrow, so excited, I ca’t [sic] wait! I’ve been asked a lot recently abut Twitter and supposably [sic] there are A LOT of fakes. So just to let everyone no [sic], My real name on Twitter is BabyGirlParis. Have a great day. xoxo Paris.”

13 Nisan 2009 Pazartesi

Bu Mouse u Kullanmak İsteyen Var mı? :)

Ben masama bile koyamam :)

10 Nisan 2009 Cuma

Adios da ne yaw?

Ben böyle kötü bir isim, böyle kötü bir reklam ve böyle kötü bir reklam metni görmedim. Dinlerken sinirimi kaldırıyor.. Bedava yatıyos, uçuyos, yiyos, içiyos.. bu kadar mı iğreti olur. Türkçe bu kadar mı kötü kullanılır. Gerçekten anlamıyorum! Bu fikri ve ismi kabul eden Yapı Kredi gibi kocaman bir markayı ve bu fikri sunan ve kabul ettiren reklam ajansını ... Biri bana anlatabilir mi bu işler nasıl kabul görüyor?

9 Nisan 2009 Perşembe

Işık Yutan Kurbağa

Gerçek bir fotoğraf, National Geographic fotoğrafçısı James Snyder tarafından çekilmiş inanılmaz değil mi? Başta photoshop zannettim ama değilmiş. Yılbaşı ağacındaki süslerden birini yutan bu kurbağanın ölmüş olduğunu düşünen James, ışığı tekrar yakıp söndürdükten sonra kurbağanın hareket ettiğini görünce şok olmuş çünkü kurbağa yaşıyormuş. Gayette mutlu görünüyor değil mi? Çok başarılı bir fotoğraf olmuş gerçekten ancak kurbağanın nasıl hala yaşadığını anlamış değilim.
http://www.neatorama.com/2009/04/04/ribbit-frog-all-lit-up-by-swallowed-christmas-light/

8 Nisan 2009 Çarşamba

Şimdi Gezme Zamanı

Miskin, puslu ve kara kıştan uyandık hepimiz doğa ile birlikte. Herşey yeniden doğuyor sanki, hergün gelip geçtiğim sokağımızdaki o sevimsiz kara ağaç bir gelin edasıyla, dallarını süslemiş tıpkı duak gibi süzülüyor ve ben her sabah onun bu mucizevi değişimine bakıp işte bahar böyle birşey kötülükleri örten, tüm renksizlikleri capcanlı renklere dönüştüren, öyle güzel bir mevsim. Bu mevsimin güzelliklerini kaçırmamak, gezmek, doğanın uyanışına tanıklık edip, uyanmak lazım... İşte bu güzelliğe şahit olabileceğiniz gidip görülmesi gereken şahane yerlerden bazıları.

ABANT

Abanta bir kaç defa gittim, hem günü birlik hem de 2-3 gece kaldım. Gerçekten harika bir yer. İstanbul ve Ankara'ya yakın olması ayrıca güzel kesinlikle tavsiye ederim özellikle kış ve bahar aylarında inanılmaz güzel oluyor, bisikletle gölün etrafında gezmenizi ve üstteki resimde gördüğünüz iskeleden bol bol fotoğraf çekmenizi tavsiye ederim.

SAPANCA

Adapazarı'nda doğduğum için Sapanca'ya çok sık giderdik küçüklüğümden beri. Ancak Sapancanın güzelliklerini depremden sonra İstanbul'da yaşamaya başladığımda keşfettim diyebilirim:) Ailem depremden sonra bir süre Sapanca'da yaşadı, her mevsiminin ayrı güzel olduğunu, doğasının muhteşem olduğunu o yıllarda keşfettim, ayrıca artık Kartepe sayesinde kış tatilcileri ve kayak meraklıları için kışında tatil yapılabilecek mekanlar arasında. Yazın ise pek çok yerinden göle girilebildiği gibi, yayla vari doğal bitki örtüsüyle piknikçilerin vazgeçilmez mekanları arasında.

Ayrıca evliliğe ilk adımımızı Sapanca'da güzel bir kır bahçesinde attık (aşağıdaki ilk resim), Sapanca'da nişanlandık. O yüzden benim için ayrıca özel:)



AĞVA

Yaklaşık 3 sene önce izlediğim bir dizide görmüştüm Ağva'yı ve o günden beri gidip en azından bir haftasonumu geçirmek istediğim ama henüz bunu gerçekleştiremediğim yererden biri. Bir haftasonu Adapazarı'ndan İstanbul'a dönerken bu yol üzerinden gelmiştik ancak dediğim gibi kalma fırsatım olmadığı içinde hakkında pek fazla birşey bilmiyorum, ama gördüklerim ve giden arkadalarımın anlattığına göre gidelisi bir yer, özellikle şimdi de en uygun zaman.


ASOS - KAZ DAĞLARI

Gidip bir haftasonunu geçirmek istediğim yerlerden biri Asos ve Kaz Dağları. Hakkında pek fazla birşey bilmiyorum ancak duyduklarım ve gördüklerim hep çok güzel.


Bu yerlere gitmek için günlerce tatile ihtiyacınız yok. Sadece 1,2 gün, haftasonu yeterli olacaktır. Eminim daha pek çok güzel yer vardır, gidip görülecek, siz de bildiklerinizi paylaşır mısınız?

4 Nisan 2009 Cumartesi

Başardım :)

Lahana diyetine başlayalı tam 5 gün oldu ve sıkı durum ben 4 kilo verdim:) çok mutluyum işe yaradı ve ben boğazıma hakim olup sabah akşam o lahanaları yemeği başardım.. heyoooooooooooooo ... :)

2 Nisan 2009 Perşembe

Şaka mı bu?


Daha 1 ay önce taş gibi vücuduna imrendiğim ve bloguma da taşıdığım Britney'in bu haline inanamadım, yoksa bizim gördüklerimiz tamamen photoshop mucizesimiydi? Bu ne hal, bence kesinlikle lahana diyetine bir an önce o da başlamalı...

Benim diyet süper gidiyor, henüz tartılmadım ama bir kaç kilo verdim sanırım:)